İnsanların etini, kemiğini ezip büzüp oyuncağımsı canavarlar haline getiren terk edilmiş oyuncak fabrikamız geri dönüyor! İlk bölümünde fabrikaya giriş yaptımıştık, Huggy Wuggy adlı oyuncaktan kaçarak Poppy’i serbest bırakmıştık ve burada kalmıştı, devamını görmemiz için ikinci bölümü beklemek zorundaydık ki bu da birkaç gün önce yayınlandı! Sizler için o gece uyumadım, çıkmasını bekledim ve satın aldım, sabaha kadar da oynadım beni gayet memnun eden bir oyundu açıkcası, beklentilerimin altında da olsa iyi bir iş çıkartmışlar denebilir. Şu an 18,50 TL olan Poppy Playtime: Chapter 2’yi buraya tıklayarak Steam’den satın alabilirsiniz. Ne duruyoruz, hadi oyuna bir göz atalım!
Poppy Playtime: Chapter 2’de toplamda Mommy Long Legs de olmak üzere toplamda dört tane boss var. Bu bosslar ise; Bunzo the Bunny, Wack-a-Wuggy, PJ Caterpiller ve final boss olarak ise Mommy Long Legs. Benim favorim ise Bunzo the Bunny oldu, nedense çok tatlı buldum. Oyun hakkında deneyimlerimi bu dört boss üzerinden anlatacağım ki daha iyi bir şekilde inceleyebileyim.
Poppy Playtime: Chapter 2 – Bunzo the Bunny!
Klasik bir hafıza oyunu, verilen sıralamayı ve hangi düğmelere basacağını hatırla ve geç! Ama klasik olmasına rağmen tüm minigameler arasındaki en eğlenceli minigame idi bence. Sadece renklerle kısıtlamayıp da J harfi gibi düğmeler de koyması çok ilgimi çekti. Bunzo’nun her yaklaştığında ses çıkarması ise sizi endişelendiriyor ve gerginleşiyorsunuz, sıralamayı hatırlayamıyorsunuz. Ayrıca hatırlamanız gereken şeylerin sayısı artıyor, ritim hızlanıyor, Bunzo daha hızlı size doğru yaklaşmaya başlıyor. Burada 2-3 defa takıldım ancak oyun boyunca en zevk aldığım kısım burasıydı.
Poppy Playtime: Chapter 2 – Wack-a-Wuggy!
Açıkcası en sıkıcı bulduğum, çok fazla eksiği sahip klasik bir minigame olan Wack-a-Wuggy’ye geldi sıra! Öncelikle oyunun gerçekçi olması için genelde çoğu kişi aydınlatma ayarını oynamaz ancak aydınlatma ayarı olmadan cidden hiçbir şey göremiyorsunuz ve canınız sıkılmaya başlıyor, 4-5 kere denedim ve geçemedim, bu nedenle ışığını arttırmak mecburiyetinde kaldım. Ayrıca böyle bir durumda bile sesin geldiği yerlerde Wuggy çıkmıyor, sesin hiç gelmediği yerde çıkıyor ki bu daha saçma kılıyor oyunu, zaten zor olan oyunu daha da zorlaştırıyor. Ayrıca yeni bir konsept beklerdim böyle bir oyunda, örnek Bunzo the Bunny kısmında tamamen etrafımızı dönmek zorunda kalabiliyoruz çünkü her tarafta düğmeler var ve renk ile kısıtlanmamış çeşitlilik. Bunda da böyle bir değişiklik görmek isterdim ancak oyuncak Huggy Wuggy’ler duvardaki küçük tünellerden çıkıyorlar sadece.
Poppy Playtime: Chapter 2 – PJ Caterpiller
En tatlısı ve en kolayı olan oldu, daha önce görmediğim ilginç bir minigame idi. Işık açıkken dur, ışık kapanınca ilerle, nasıl ama? Tabii arkanıza bakmamanız lazım yoksa panikleyebiliyorsunuz, stres yapabiliyorsunuz ve bu kadar kolay bir oyunu bile tekrarlamak zorunda kalabiliyorsunuz. Özellikle bossu olan PJ Caterpiller en tatlı boss idi bence, ona bakmaktan beni yakaladı ve tekrarlamak zorunda kaldım oyunu.
Poppy Playtime: Chapter 2 – Mommy Long Legs!
Bence çok eğlenceli bir boss idi, kovalama sahnesi ise bir Huggy Wuggy etmese de eğlendirdi, eğlendirdiği kadar da telaşlandırdı, birkaç defa tekrarladım oyunu çünkü yolları ilk bölümdeki gibi bariz bir şekilde göstermemişler, beni biraz sinir etti ancak oyunu daha da zevkli hale getirmiş bu durum, bazen kendisi gelmese de elleri ile karşımıza çıkınca küfür etmeden duramadım. Tehditleri, korkutucu söylemlerine rağmen sonuna üzülmedim diyemem.
Bosslardan özel olarak bahsederek oyunun büyük bir kısmını anlatmış oldum, boss fightlarının içinde bulunmayıp bahsedilmesi gereken şeylere geldi şimdi sıra. Öncelikle yeniliklere bayıldım! Yeşil el, yeni mekanikler, çözdüğümüz bulmacalar ve daha fazlası beni neşelendirmeye yetti de arttı! Elbette beklediğim daha farklı şeyler de vardı ancak bunlar da gayet yeterli, beklediğimin karşılığını aldım diyebilirim. Hikayesi de oldukça gelişti, pek çok ipuçları verildi ve yeni şeyler keşfettik, hadi bunlara başlıklar altında göz atalım!
Poppy Playtime: Chapter 2 – Yeşil El!
Öncelikle en sevdiğim şey buydu ancak yeşil olmamasını dilerdim, çünkü biliyorsunuz bir sürü sahte haber ve benzeri şeyler yayınlandığından oldukça popüler bir şeydi. İşlevi ise muazzamdı, yeni bulmacalara kapıyı açmıştı, elektriği bir yerden alıp 10 saniye elimizde tutabilmemiz beni çok mutlu etti. Eli ise direkt olarak bir yerden almaktansa bulmaca çözüp kendimiz yaratıyoruz, bu ise ayrı bir hava katmış oyuna.
Poppy Playtime: Chapter 2 – Kendini Çekme Özelliği!
Bu mekanik efsane idi, sadece sakin anlarda değil, kovalamacanın ortasında da kullanmak zorunda kaldığımızdan adrenalini zirveye çıkarıyordu. Bazı zamanlar düşüp sinir olduğum da oldu ancak beni genel olarak eğlendirdi ve kovalamacaların içine çekti.
Poppy Playtime: Chapter 2 – Yeni Bulmacalar!
Bu seferki bulmacalar daha eğlenceli olmuş diyebilirim, en başta basit de görünse sizi düşünmeye itiyor. En basiti elektriği aldınız ve bir direğe dokundunuz ancak oradaki bir mekanik tarafından bağlantı kesiliyor, imkansız görünse de bir yolu vardır elbet diyerek umutsuzca çeşitli şeyler denemeye çalışıyorsunuz, bundan yorulduktan sonra ise sizi düşünme köşesine alıyor oyun. Ayrıca 10 saniye elektriği tutabilmemiz özelliğini boşuna vermemişler, bunun için de güzel bir bulmaca eklemişler. Ben açıkcası Chapter 2’nin bulmacalarını Chapter 1’den daha fazla beğendim.
Evet, fazla spoiler vermeden ve oyunun heyecanını kaçırmadan verilebilecek tüm bilgiyi vermeye çalıştım, şimdi geldi sıra sistem gereksinimlerine!
Poppy Playtime: Chapter 2 – Sistem Gereksinimleri!
Minimum sistem gereksinimleri burada, 64-bit işlemci ve işletim sistemi gerektirir.
İşletim Sistemi: | Windows 10 |
İşlemci: | Intel Core i5 |
Bellek: | 8 GB RAM |
Ekran Kartı: | Nvidia GeForce GTX 1050 / Radeon RX 580 |
Depolama: | 20 GB kullanılabilir alan |
Buradan da tüm oyunu izleyebilirsiniz, oynamanızı tavsiye ederim ancak izlemesi de bir ayrı zevkli oluyor, film gibi aynı. Oyunun ikinci bölümü hakkındaki fikirlerinizi ve düşüncelerinizi yorumlar kısmında paylaşabilirsiniz, kendinize dikkat edin, sağlıcakla kalın!